Jön Türk Romanının Konusu:
Eserde alafranga tutkunu bir genç kız olan Ceylan'ın kıskançlık nedeniyle sevdiği delikanlı hakkında asılsız jurnal vermesi ve Nurullah adlı bu gencin Jön Türklükle suçlanarak Akka'ya sürgüne gönderilmesi anlatılır.Daha genel bir ifadeyle; "II. Abdülhamit döneminde, bir kadının kıskançlığının kurbanı olarak, hakkında asılsız jurnal verilen ve Jön Türk olduğu gerekçesiyle sürgüne gönderilen bir gencin başından geçen olaylar" sergilenir.
- Ancak romancı, aşk hikâyesinin arasına II. Abdülhamit dönemindeki çeşitli siyasî ve sosyal sorunları katmıştır. Böylece Jön Türk'te, aşk öğesinin yanında zayıf kalan bir siyasî boyuttan söz edilebilir. Bunun dışında esere, siyasî roman demek güçtür. Belki Ahmet Midhat, bir siyasî hareketin romanım yazmak istemiştir; ancak eser, bütünüyle bu hareketin romanı olabilecek niteliklere ulaşamamıştır. Çünkü romanın merkez-figürü olan Nurullah, sürgüne gönderilinceye değin, bırakın Jön Türkleri, diğer siyasî konulara bile ilgi göstermez. Gerçi o, içten içe Jön Türklere sempati duyarsa da bu konuda oldukça çekingendir. Delikanlı, ancak romanın son bölümünde, Akka'daki hapishane arkadaşı Rıfkı Bey aracılığıyla siyasî açıdan bilinçlenir ve İskenderiye'de Jön Türklerin arasına katılır. Üstelik o, İskenderiye'de Jön Türklerin arasına katıldıktan sonra bile romanda bu siyasî grubun faal bir üyesi olarak sivrilmez. Bu bakımdan romanı; "kıskanç bir kadının kurbanı olarak sürgüne gönderilen ve böylece yeni nikahlandığı eşinden ayrı düşen bir gencin öyküsü" olarak değerlendirmek daha uygundur. Buradan hareketle Jön Türk'ün, Hançerli Hanımın Hikâye-i Garibesi vb. halk hikâyelerinde ele alınan klasik konuyu -ki bu hikâyelerin klasik konusu bir kötülük sonucu birbirinden ayrı düşen sevgililerin kavuşma mücadelesidir- işlediğini söylemek mümkündür.
- Jön Türk'te vakayı, "Nurullah ile Ceylan arasındaki çatışma" oluşturur. Roman, dikkatle incelendiğinde, vakanın, âşık hikâyelerindeki olay örgüsü kalıbına uyduğu görülmektedir. Bu kalıba göre, Jön Türk'te olay örgüsü, şöyle bir yapıya sahiptir: 1. Beğenme ve evlenmeye karar verme (Nurullah ile Ahdiye'nin düğünleri) 2. Kötülüğün gerçekleşmesi, "ayrılık" (Ceylan'ın Nurullah'ı jurnallemesi ve delikanlının sürgüne gönderilmesi) 3. Sürgündeki "mücadele" (Akka'dan İskenderiye'ye kaçış vs.) 4. Sevgililerin birbirine kavuşması, suçluların cezalarım bulması (Nurullah ile Ahdiye'nin kavuşması, Ceylan ve hafiyelerin cezalarını bulması).
- Yazar-anlatıcı, II. bölümde geçmişe dönerek, Nurullah Beyin Akka'ya sürülmesine neden olan olayları, tek tek anlatmaya başlar.
- Jön Türk, aşk unsuru yanında, sosyal konulara da değinen bir romandır ve Ahmet Midhat, eserinde bu konuları "eleştirel bir anlatım tutumu"yla sergiler: II. Abdülhamit dönemindeki siyasî baskılar, alafranga düşkünlüğü, feminizm ele adlığı başlıca konulardır. Öte yandan yazarın, II. Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan bazı durumları dahi eleştirdiği dikkati çekmektedir. Örneğin o, şu cümlelerinde, Meşrûtiyet sonrasındaki sınırsız özgürlük havasını pek onaylamadığını ifade eder:
- Jön Türk, "Bir Düğün", "Bu Başka Roman", "Iztırârî Bir Visâl", "Ihtiyârî Bir Firâk", "Hafiye", "Menfî, Menfâ", "Hatime" ve "Netice" gibi alt başlıklarla bölümlere ayrılmıştır.
- "Menfî, Menfâ" başlıklı 6. bölümde, Nurullah Akka'ya sürgüne gönderilir. Akka'daki sürgün hayatının, Ahmet Midhat'm Rodos sürgününde yaşadığı olaylarla benzeştiği hemen dikkati çekmektedir. Bu da yazarın, romanda, anılarından yararlandığını göstermektedir.
Jön Türk Romanının Özeti:
Ahmet Mithat Efendi’nin son romanı Jön Türk’te (1908) üç farklı aile vardır:Birinci aile yetim Ahdiye ve annesi Dilşinas Hanım’dan oluşur. Ahdiye ile Dilşinas Hanım, Dilşinas Hanım’ın merhum eşi Gazanfer Bey’den kalma konağın selamlık kısmında yaşar.
İkinci aile Nurullah’ın ailesidir. Annesi vefat eden Nurullah, babası Kâşif Efendi ve evde annesi konumunda olan ablası Zeliha Hanım ile beraber yaşarlar.
Üçüncü aile ise Ceylan’ın ailesidir.Ceylan, alafranga düşkünü annesi Sezaidil Hanım ve babası Kazım Bey ile haremlik-selamlık olmayan bir evde yaşar. Evde gayrimüslim aşçı ve hizmetliler vardır. İçkiye ve eğlenceye meraklı olan baba Kazım Bey, rakkase olan eşini haremden seçer. Nurullah, Ahdiye’ye âşıktır. Söz kesilir ve düğün tarihi belirlenir. Düğün günü Ceylan’ın iftirası yüzünden Nurullah tutuklanır. Ceylan da Nurullah’a âşıktır ve Nurullah’ı sarhoş ettiği bir gece, ondan hamile kalmıştır. Oğlu Ziyaullah’ı annesi ile bir gayrimüslim köyünde gizlice doğurur. Ceylan, Nurullah ile Ahdiye’nin nikâhını duyunca babası Kâzım Bey’in yasak kitap ve dergilerini Nurullah’ın odasına gizlice koyar ve düğün günü polislere Nurullah’ı ihbar eder. Nurullah düğün günü Jön Türk olduğu iddia edilerek tutuklanır. Üç ay hapiste kaldıktan sonra Akka’ya sürgün edilir. Nurullah, Akka’da bir süre kaldıktan sonra firar eder ve İskenderiye’ye yerleşir. Orada avukatlığa başlayan Nurullah, önce kendi ailesini ardından da Ahdiye ve Dilşinas’ı buraya getirir. İstanbul’da ise babası Kazım Bey’in jurnalci olduğu ve kızı Ceylan’ın da gayrı meşru çocuk doğurduğu ortaya çıkınca, Ceylan ve ailesi herkes tarafından dışlanır. Ceylan,cinnet getirip kendini yakarak intihar eder.
Kaynak:AHMET MÎDHAT EFENDİNİN JÖN TÜRK ADLI ROMANI, Alaattin Karaca
AHMET MİTHAT EFENDİ’DE MÜNTEHİR ANNELER, Ensar Kesebir
Mmmh lezito 🥀
YanıtlaSil